Türkiye’de Unesco Dünya Mirasları
Unesco Dünya Mirasları, yer yüzünün doğal ve kültür miraslarının belirlenmesi, korunması ve gelecek çağlara taşınmasını amaçlayan evrensel bir anlaşma ve çalışmanın ürünüdür. Unesco Dünya Mirasları, biz dünyalılara aittir ve gelecek nesil dünyalılara aktarılabilmesi için çalışılmaktadır. Türkiye ve tüm dünyada belirlenen Dünya Mirasları, korunması için yerel sorumluları, tanınması için de tüm dünyayı harekete geçirdiği için çok önemlidir. 1972’den beri belirlenmeye devam eden listede ilk kaydımız İstanbul tarihi yarım ada, Sivas Divriği ve Kapadokya ile 1985’te gerçekleşti. 4 Temmuz 2015’te Diyarbakır Surları ile Hevsel Bahçeleri, 5 Temmuz 2015’te de Efes Antik Kenti‘nin de listeye eklenmesiyle 15 eserimiz kayıt oldu. Temmuz 2016’da da Ani Harabeleri, çoktan hak ettiği şekilde listede yer aldı, 9 Temmuz 2017’de de Afrodisias Antik Kenti eklenerek, Türkiye’nin Unesco Listesi’ndeki toplam eser sayısını 17’ye çıkardı.
Türkiye toprakları, tarihi ve kültürel ve coğrafi potansiyeli ile bu listede daha fazla dünya mirasıyla yer almayı hak ediyor, Unesco Kültür Mirasları listesinde daha çok eserle yer almak için kültürel değerlerimizi korumayı, açığa çıkarmayı daha fazla öğrenmemiz ve bunun üzerine çalışmamız gerekiyor. Listenin mevcut hali de bize gezilecek keşfedilecek birçok nokta gösteriyor; Bakalım:
1. Göreme Milli Parkı ve Kapadokya Taş Yapıları
Kapadokya, dünyada eşi benzeri olmayan bir kültürel ve doğal değerimiz. Doğanın mucizesiyle, insanlığın 4. yüzyıla kadar uzanan kültürel yansımalarının benzersiz şekilde gözlenebildiği bir yer Kapadokya. Türkiye’deki Unesco dünya mirasların arasında en çok ziyaret edilen noktalardan birisidir.
2. Divriği Camii ve Hastanesi
İslami mimarinin en önemli eserlerinden biri Sivas’ta bulunan Divriği Camii ve Hastanesi. 11. yüzyılda Selçuklular tarafından camiyi bu kadar özel kılan, kapılarındaki heykel işlemeleri. Anadolu topraklarının aslında ne kadar verimli eserlere de sahip olduğunu hatırlatırcasına.
3. İstanbul Tarihi Bölgeleri
2000 yıldan fazla süre boyunca dünyanın politik, dini ve ticaret merkezlerinden olan şehrimizde, bu ağır mirasa ne kadar sahip çıkabildiğimiz meçhul. Doğu Roma’nın başkentliğinden, Osmanlı’nın başkentliğine uzanan İstanbul’da dünyanın ilk ve uzun süre en büyük katedrali Ayasofya’dan, Osmanlı’nın en önemli eserlerinden Süleymaniye Camii’ne, Hipodrom’dan tarihi Zeyrek bölgesine saymakla bitmeyecek, gezmekle aşınmayacak yapı bulunmakta. Bu dünya mirasına aşırı nüfusun ve tartışmalı yönetimin de etkisiyle yeterli saygıyı gösteremediğimiz kesin.
4. Hitit Başkenti Hattuşaş
M.Ö 13. ve 17. yüzyıl arasında Hitit İmparatorluğu’nun başkenti olan bölge Çorum’da bulunmaktadır. Aklımızın alamayacağı kadar eski dönemlerdeki hayata dair önemli kalıntılara sahiptir. Aslanlı Kapı ve birçok hiyeroglif günümüze ulaşan en önemli kalıntılardandır.
5. Nemrut Dağı
Batı Toroslarda Adıyaman’da bulunan Nemrut Dağı, M.Ö 62 yılında yapılmış tanrı heykelleri ile Unesco dünya mirasları listesine girmiştir. Büyük İskender’den kopan Antiochus’un imparatorluğunda yapılan kralın anıt mezarı ve tanrı heykelleri, kral ile tanrı arasındaki benzeşen, yer yer bir birine dönüşen ilişkide önemli bir evrensel kalıntıdır.
6. Hierapolis-Pamukkale
Pamukkale’nin sürreal doğası ve tarihi konusunda kısıtlı bilgiye sahip olunan antik şehir Hierapolis Denizli’de bulunuyor. Kentin M.Ö 2. yüzyılda Pergamon Krallığı tarafından kurulduğu düşünülmekte. Şehir, hem kültürel hem de doğal miras olarak Unesco Dünya Mirasları listesinde yer almakta. Ege’nin gizli seyahat cennetlerinden.
7. Ksantos ve Letoon Antik Kentleri
Antalya-Muğla sınırında bulunan bölgenin, Likya’nın başkenti olması sebebiyle tarihi değeri çok büyüktür. Ksantos, Likya’nın idari merkezi, Letoon ise dini merkezi konumunda idi. Hem Likya medeniyetinin diğer yapılarının temeli olması, hem de Antik dünyanın 7 harikası‘ndan Halikarnas Mozolesi’ne ilham veren Nereid Anıtı burada yapılması tarihi açıdan önemlidir. Ünlü Nereid Anıtı dünyanın birçok mirasının başına gelen bir kader olarak Londra‘daki British Museum’da sergilenmektedir.
8. Safranbolu Şehri
Tarihten günümüze en iyi şekilde ulaşan Osmanlı şehri Safranbolu, Karabük’te bulunuyor. 13. yüzyılda kurulan şehir, Osmanlı’nın birçok şehrine örnek olmuş ve günümüzde Osmanlı şehirleri ve kent mimarisi hakkında fikir edinebilmek için en iyi nokta.
9. Truva Antik Kenti
Çanakkale’de bulunan Truva Antik Kenti, hikayesiyle dünyanın en ünlü arkeolojik noktalarından biridir. Tarihi 4000 yıl öncesine dayanmaktadır. Homeros’un Truva Savaşı’nı anlattığı İlyada destanı sayesinde, sayısız sanat eserine konu olmuştur. Tarihi değeri büyük olsa da kalıntıların turistik ziyaret açısından tatmin edici olduğunu söylemek güç.
10. Selimiye Camii ve Külliyesi
Osmanlı’nın eski başkenti Edirne’de bulunan, Mimar Sinan’ın ustalık eseri Selimiye Camii, Osmanlı’nın en etkileyici yapılarından biridir. Mimari teknik ve estetik olarak Mimar Sinan’ın kendisi tarafından da en önemli eseri kabul edilmiştir.
11. Çatalhöyük Neolitik Kenti
Tarihi M.Ö 7400 ve 6200 yılları arasına dayanan yerleşim bölgesi, dünyadaki insan tarihi önemli bir evrensel değer taşımaktadır. Tarım toplumuna geçen insanlığın en bütünleşik kaltıntılarından biridir. Çatılardan birbirine geçen sokaksız kent yapısı ve yeni yeni gelişen sanat formları ile insanlık tarihini anlamak için en önemli buluntulardan biridir. Kentte arkeojik çalışmalar yoğun şekilde devam etmektedir.
12. Bursa ve Cumalıkızık: Osmanlı İmparatorluğu’nun Doğuşu
Osmanlı’nın doğduğu Bursa ve Cumalıkızık Köyü’ndeki 8 farklı yapı erken Osmanlı İmparatorluğu hakkında önemli bilgi vermektedir. Orhangazi Külliyesi başta olmak üzere camiler, okullar, hamamlar ve tipik bir Osmanlı köyü olan Cumalıkızık bir imparatorluğun doğuşunun merkezi olarak önemli tarihi değere sahiptir.
13. Bergama Çok Kültürlü Peyzaj Alanı
Helenistik Bergama Krallığının başkenti olan Pergamon, Helenistik, Roma ve Osmanlı dönemlerine ait önemli eserler barındırmaktadır. Aynı bölgede farklı kültürlerin zaman içinde yerleşimlerinin kalıntılarıyla önemli bir tarihi değer taşımaktadır.
14. Diyarbakır Surları ve Hevsel Bahçeleri
Çin Seddi’nden sonra Dünya’nın en uzun duvarları olan Diyarbakır Surları tarihi özelliklerini koruyan nadir eserlerimizden olup şehrin içinde kalır ve kenti Sur İçi, Sur dışı diye ayırır. Hevsel Bahçeleri ise Dicle Nehri kenarlarında, Diyarbakır Kalesi ile nehir vadisi arasında bulunan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli arazidir.
15. Efes Antik Kenti
Türkiye’nin uzun süredir listeye almak için uğraş verdiği ve bugüne kadar bekleyen Anadolu’nun en büyük tarihi eserlerinden Efes Antik Harabeleri de sonunda 5 Temmuz 2015’te Unesco Kültür Mirasları Listesi’ne dahil oldu. Varlığından muhteşem mutluluk duyduğumuz Efes’i çok yakın zamanda ziyaret etmiş, gezi ve tarih notlarını yazmıştık, okumak isterseniz şurada:
Liste Unesco’dan güzel haberler geldikçe güncellenecektir. Çok sayıda eserimiz listeye girmeye aday olup, daha da çok eserimiz aday adaylığı sürecinde beklemektedir. Umarız gerekli işlemler yapılır ve listedeki yerimiz genişler. Umarız herhangi bir uluslararası koruma derdi olmaksızın tarihimizi, doğamızı kendi kendimize korumaya ve gelecek nesillere aktarmaya toplumsal olarak daha büyük özen gösteririz.
16. ANİ HARABELERİ
1001 Kilise şehri olarak anılan Ani kenti günümüzde çok büyük bir kısmını kaybetsek de, tarihin izlerini anlatırcasına Kars’ın çorak toprakları üzerinde yer alır. 961-1045 yılları arasında Ermeni hükümdarlarının başkenti olmuş olan kent, sonradan çok hükümdarlığın emrinde yaşamış, Bizans ve Osmanlı İmparatorluklarından kalan eserlerle de günümüze zengin bir miras bırakmıştır. Şehrin yüzlerce yapısından günümüzde surlar, sekiz kilise ve bir cami ayaktadır. Mimari yapısı kadar, tarihi ve politik önemi de yüksek olan Ani Harabeleri, Doğu Anadolu Gezisi için başlı başına bir durak.
17- Afrodisias Antik Kenti
Aydın’ın Karacasu ilçesindeki M.Ö. 2 ilâ M.S. 6. yüzyıl arasındaki yerleşimin ünü tarihte buranın en önemli tanrıçası Afrodit’in Tapınağı ile biliniyor. Günümüze dek oldukça korunmuş bir şekilde gelmiş olan Afrodisias Antik Kenti; Antik Yunan ve Antik Roma dönemlerine ait en şahane antik kentlerden birisi. Temmuz 2017’de listeye eklenerek, Türkiye’deki Unesco Kültür Mirasları listesinin son kalıcı üyesi oldu.
Sapanca Bungalov evlerde tatil keyfi için tıklayınız.