Aspendos
ASPENDOS
Ülkemizde iki tane güzel atlar diyarı var. Bunlarda bir tanesi Kapadokya diğeri ise Aspendos’tur. Bu özelliği az bilinen Aspendos, döneminde en varlıklı insanların atlarını satın almak için geldiği bir yer imiş. Aspendos’u daha iyi tanımak gerekirse ona döneminin Anadolusundaki İsviçre diyebiliriz. Nüfusu hiçbir zaman çok kalabalık olmamasına rağmen hep bir görkemli sosyal hayat buralara hakim olmuş.
ŞEHRİN KISA TARİHİ
Aspendos şehrinin kuruluşu üzerine iki bilgi yer almakta. Şehir M.Ö. 1200 yılında Agruslular yada M.Ö. 1000 yılında Akalar tarafından kurulmuş kabul edilmekte. Bu şehir kurulduktan sonra limanı ve bereketli toprakları ile kısa zaman içerisinde gelişmeye başlamış. Bu durum tarihin bazı dönemlerinde ortaya çıkan akıncı komutanların da oldukça iştahını kabartmış. Bölgedeki ilk uzun süreli hakimiyet Perslerin olmuş. Ardından bölge İskender’in eline geçmiş. İskenderin ardından ise bölge kendi şehir devleti olarak da yaşamış ve Pamfilya bölgesinde bir şehir devleti olarak var olmaya devam etmiş. M.S. 2. Yüzyılda ise Romalılar bölgedeki hakimiyetini sağlamlaştırmış ve uzun bir süre kendi şehirlerinden biri olarak burayı yönetmişler. Şehrin en parlak zamanı da bu dönem olmuş. Bölgede Türk yerleşimleri kurulmaya başlandıktan sonra yerleşim yerindeki yaşam yavaş yavaş sönmüş ve yok olmuş.
ASPENDOS NASIL GEZİLİR?
Aspendos’u gezmek için aşağıdaki sırayı izleyebilirsiniz;
SU KEMERLERİ
Pamfilya bölgesinin en meşhur kentlerinden biri olan Aspendos, bölgedeki diğer büyük liman şehirleri gibi sularını Toroslardan getirirlerdi. Öyle ki bu su kemerlerinin yükseklikleri yer yer 30 metre yükselip, toplam uzunlukları ise kilometreleri aşmaktaydı. Bu sayede şehir dağdan gelen temiz içme suyundan hiçbir zaman eksik kalmıyordu. Bu su kemerlerinin bazı kısımları bugün hala ayakta ve tüm heybetiyle sizleri bekliyor. Antik kent girişinin yukarısına devam ettiğinizde bu kemerlerin bulunduğu noktaya çıkıyorsunuz. Kemerlerin bulunduğu yeri ücretsiz olarak gezebilirsiniz.
ASPENDOS ANTİK TİYATROSU
Şehrin şüphesiz en eşsiz noktası tiyatrosudur. Öyle ki Anadolu’da ve hatta Avrupa’da böylesine tarihi olup tamamıyla ayakta kalabilmiş olan tiyatro sayısı oldukça azdır. Anadolu’da ise dehlizleri, ksenesi, sütunları ve oturma alanı olarak tamamen günümüze gelebilmiştir. Genel yapılış şekline uygun olarak bir bölümü dağa yaslanmıştır.
Tiyatronun içine girdiğinizde ilk olarak geniş aralıklı kulis bölgesinden geçiyorsunuz. Ardından da eşsiz bir sahne arkası duvarı sizi karşılamakta. Başarılı bir restorasyonla ayakta duran kapalı pencere motifli duvarlar sizleri kendisine hayran bırakıyor. Tiyatronun oturma alanı ise sapasağlam görülünce hayret ediyorsunuz. Tiyatronun 20 bin kişilik kapasitesi neredeyse şehrin nüfusundan da fazla bir sayıya ulaşıyor. Bu da bu bölgenin sürekli olarak uğranılan önemli bir merkez olduğunu gösteriyor. Yapımı yaklaşık 20 yıl süren tiyatronun Romalı mimarının adı ise Zenon’dur.
ŞEHİR KAPISI VE MECLİS BİNASI
Tiyatronun sağındaki patikadan yukarı çıktığınızda, karşınıza ilk olarak şehrin giriş kapısı gelmekte. Tiyatro şehrin kuruluşundan çok sonra yapıldığı için şehrin giriş kapısı farklı bir noktada bulunmakta. Giriş kapısının geniş taş döşemeli zemini takip ettikten sonra karşınıza meclis binası çıkmakta. Yunan ve Roma tipi demokrasinin izlerini de meclis binası ile görebilmektesiniz. Bu meclis ise daha çok Pamfilya Birliğinin kararlarının alındığı yer olarak kullanmış.
KİLİSE VE KUTSAL ÇEŞME
Antik tiyatronun hemen yukarısında yapım zamanı tiyatroya yakın olan bir de kilise bulunuyor. Yüksek duvarlı, yunan haçı planlı kilisenin kaderi ne yazık ki tiyatro ile aynı olmamış. Çatısı tamamen çökmüş olan Kilisenin kemerli girişleri ve etrafını çevreleyen duvarları kalmış. Kilisenin bulunduğu bölgeye gitmek için tiyatronun hemen ardından başlayan patikayı yaklaşık 5 dakika boyunca yürüyerek takip etmeniz gerekiyor.
Kilisenin yanından uzanan patikayı 5 dakika kadar daha devam ettiğinizde üst kısımlarda Nympheum adı verilen bir çeşme bulunuyor. Bölge kentlerinin bir çoğunda bulunan bu tip çeşmeler şehrin en önemli simgelerinden biri olarak inşa ediliyor. Mermer sütunlu ve yüksek duvarlı inşa edilmiş olan bu anıtsal çeşmeden de günümüze yalnızca duvarı kalmış durumda.
ASPENDOS’A GİRİŞ ÜCRETLİ Mİ?
Aspendos giriş ücreti 50 liradır. Müzekart ile giriş yapabilirsiniz. Kapanış saatleri kış dönemi 17:30 yaz dönemi için ise 19:00’dır.
ASPENDOS NEREDE?
Aspendos, Antalya’nın doğu ilçelerinden biri olan Serik’te bulunmaktadır. Serik ilçe merkezini geçtikten sonra Aspendos için bir kavşak gelmektedir. Bu kavşaktan geçtikten sonra hiç durmadığınızda direkt olarak tiyatronun önüne çıkabiliyorsunuz. Antalya şehir merkezine olan uzaklığı ise yaklaşık 45 dakikadır.