Kilis
KİLİS
Ülkemizin en küçük şehirlerinden biri olan Kilis, bütün güneydoğu gibi mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir şehir olarak karşımıza çıkıyor. Genel olarak yeteri ilgiyi bir türlü görememiş, savaş sebebiyle uzun yıllar zor günler yaşamış olan bu şehir yavaş yavaş kendini toparlamaya başlamış. Hayatın normale döndüğü şehir uzun bir süredir huzur içerisinde yaşamakta.
KİLİS NASIL BİR YER?
Kilis Mezopotamya bölgesinde kurulmuş önemli şehirlerden biridir. Bölgedeki en önemli ticaret yolları üzerinde kurulmuş olan şehir binlerce yıldır bölgenin hafızası olarak yaşıyor. Şehir her ne kadar küçük olsa da bugün ülkemizde birçok şehrin yanına dahi yaklaşamayacağı kadar çok tarihe sahip. Kendine has şehir dokusuyla, lezzetli yemekleriyle ve sıcak insanı ile misafirlerini hemen etkileyebiliyor.
KİLİS’İN TARİHTEKİ YERİ
Kilis tarihte ilk olarak Asur tabletlerinde geçmektedir. Yazılı kaynaklara göre şehrin tarihi en az M.Ö. 3000 yılına kadar gitmektedir. Tarihinde Kiliza- Christik, Kiris isimleri ile de anılmış olan şehir Türkçe de diz anlamına gelen Kilis’e dönüşmüştür. Şehir birçok kez el değiştirmiş olsa da Malazgirt sonrası dönemde bölgede Oğuz Türkleri bölgeye yerlemişlerdir. Eski dönemlerden kalan en önemli kısmı ise adı Yesemek olan bir Hitit şehri olmasıdır. Bugünkü şehrin 12 kilometre doğusunda kalan yer Hitit döneminin heykel merkezi olmuştur. Eski dönemlere ait en önemli heykel merkezlerinden biri olması onu oldukça önemli kılar. Günümüze kadar oldukça yıkım, hastalık ve deprem geçirmiş olsa da varlığını hala devam ettirmektedir. Şehir 1995 yılında Gaziantep’ten ayrılarak il olmuştur.
KİLİS'TE GÖRÜLMESİ GEREKEN YERLER
ULU CAMİİ
Ulu Camii eski adıyla Cami-i Kebir, 1388 yılında Abdullahoğlu Hacı Halil Efendi tarafından önemli bir onarım görmüş. Camiinin ilk inşa tarihi ise 13. yüzyıla dayanmakta. Kilis’te bulunan en eski yapı olan camii içerisinde iki adet şadırvan bulunuyor. İki girişi olan caminin dikdörtgen avlusunun bulunuyor. Şadırvanın ise bir kısmı kemerli üstü kapalı alandan diğer kısmı ise namazgahtan oluşuyor. Camiinin iç yapısında ise Selçuklu tipi dikdörtgensel bir plan bulunuyor.
TOĞLU HAMAMI
Şehrin en eski yapılarından biri olan Toğlu Hamamı 1785 yılında Daltaban oğlu Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış. Dış cephesi bölgede sık kullanılan sarı kalker ve siyah kalker kullanılarak çizgili bir mimari ile düzenlenmiş. Şeyhler Mahallesi’nde bulunan hamamın duvarları renkli, düzgün kesme taşlarla; kubbesi ise tuğla ile örülü. Bugün hala aktif olarak kullanılabilen hamam şehir içinde oldukça popüler bir nokta. Eğer bölgede konaklamalı bir gezi düzenliyorsanız hem keyif hem de kültürel açıdan hamamı değerlendirebilirsiniz.
.jpg)
MEVLEVİHANE CAMİİ
Mevlevihane camii yapım tarihi kesin olarak bilinmeyen camilerdendir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde Mevlevihane'den “Asitane” olarak söz eder. Seyahatnamede Mevlevihane'nin şeyh ve derviş yetiştiren büyük bir dergâh olduğundan bahsedilmektedir. İçerisinde bulunan Dervişlerin Sema ayinlerini yaptığı Semahane kare planlıdır. Ana mekân yüksek bir kubbeye sahiptir. Şehir merkezinde bulunan camiye gitmek oldukça kolaydır.
CÜNEYNE CAMİİ
Şehrin en eski yapılarından biri olan Cüneyne camiinin yapım tarihi kesin olarak bilinmiyor. Caminin bulunduğu yer fetih sırasında şehit düşen Sahabelerden ötürü şehitlik anlamına gelen "Veshenk” olarak anılır. Şehirde oldukça fazla sahabe mezarıda bulunmaktadır. Peygamberi görmüş kişiler olan bu sahabelerin bu şehirde şehir olması sebebiyle bu camiye "Küçük cennet" anlamına gelen "Cüneyne" adı verilmiş. Avlu girişinin üzerinde yer alan kalın gövdeli minaresinin yanında enine dar ve uzun planlıdır. Evliya Çelebi'nin de Seyahatnamesinde bahsettiği cami kubbesi ise bugün yoktur.
CANBOLAT PAŞA TEKYE CAMİİ ŞERİFİ
Adında geçen “Tekye” kelimesi derviş tekkesi anlamına gelmektedir. Genelde zikir çekmek için toplanılan yer anlamına gelir. Canbolat Paşa Camii'nin yapım tarihi 1552 yılına dayanmaktadır. Mimar Sinan’ın eserlerine benzetilmesi ile meşhur olmuştur. Bölgenin genel camii yapısında olduğu gibi sarı ve siyah taş dizimi kullanılarak yapılmıştır. Şehrin çarşısının ortasında yer alması sebebiyle şehirde en aktif olarak kullanılan camiidir.
KİLİS’TE NE YENİR?
Kilis mutfağı kendine has tatlara sahip olsa da genel mutfak Gaziantep ile Suriye yemeklerinin bir karmasıdır.Kilis’e özel yemeklerde ise en çok tercih edilenler “Kilis Tava” ve “Cennet Çamuru” tatlısıdır. Kilis Tava, porsiyona göre değişen siniler içerisinde hazırlanıyor. Kebabın hazırlanıp yenildiği yer ile pişirildiği yer ise başkadır. Fırınlar tamamen ayrı işletmelerdir. Bu durum esnaf dayanışması adına yapılmış hareketlerden biridir. Kebaplar sıcak tırnaklı pide ile servis edilir. Şehirdeki en meşhur nokta ise “İzzet Usta”dır.
KİLİS’TEKİ İMKANLAR
Her geçen gün gelişen Kilis bölgesinde imkanlar da zenginleşmektedir. Şehirdeki konaklama noktaları ağırlıklı olarak şehir merkezinde yer alırlar. Yatak kapasitesi az olsa da Kilis için şimdilik yeterli durumdadır. Genel olarak bölge turizmi Gaziantepten günübirlik gelenlerle dönmektedir. Gaziantep Kilis arasında gün içerisinde sık sık toplu taşıma imkanı bulunmaktadır. Bu sebeple konaklama için yelpazeye Gaziantep’te dahil diyebiliriz. Şehir içerisinde de toplu taşıma imkanı olsa da genel olarak her yer birbirine yakın mesafededir.
KİLİS’E NASIL GİDİLİR?
Kilis’e karayolu ile ulaşım oldukça kolay. Hatay’dan geliş dışında şehre olan tüm gelişler genel olarak Gaziantep üzerinden gerçekleşmektedir. Bölgeye havayolu ile gelmek isterseniz de Gaziantep Havalimanı şehre yalnızca 1 saat mesafede bulunmaktadır. Havalimanından Havaş araçları ile direkt olarak Kilis’e ulaşabilirsiniz. Eğer Kilis’i Gaziantep turunuza ek olarak gezmek isterseniz de toplu taşıma ile yaklaşık 1.5 saatte şehre ulaşabilirsiniz. Dolmuşlar otogardan kalkıp birçok noktadan yolcu alarak Kilis’e gelmektedir. Saatler ve durak bilgisi için firmaları arayabilirsiniz.
.png)
